26 Kasım 2007 Pazartesi

REKLAM ve ETİK


Reklamların ahlaki boyutu ve ülkemizden örnekler:

Dünyanın en liberal ülkesinde yaşasanız da ahlaki açıdan belirli tahammül sınırları vardır. Bu sınırın nereye kadar dayanabileceği ve nelere karşı tahammül edilemeyeceği kültürden kültüre değişir. Kot pantolon ve iç çamaşırı reklamlarında erotizmle karşılaşmak şaşırtıcı olmayacaktır. Belli ki reklamcı kullanılan ürünün cinsel çekiciliği arttırdığının altını çiziyor. Tabi burada dozu ayarlamak reklamcının görevi oluyor yoksa alacağınız tepkiler sizi bırakın hedefinizi yakalayamamayı sizi alaşağı da koyabiliyor. Hatırlandığı üzere Sanayi ve Ticaret eski bakanımız Ali Coşkun bir selülit kremi reklamını son derece müstehcen bulmuş bu gibi reklamların kültürümüze aykırı olduğunu açıklamıştı. Ayrıca, kremin reklamını yapan 3 firmaya 45’er milyar lira para cezası verildi. Söz konusu kremin hedef kitlesi bu ve muadili açıklamalardan ne derece etkilenir bilinmez ama bir gerçek var ki aynı firma aynı yüreklilikle reklam yapamayacak. Cinsel cazibe teması; giyim, tıraş losyonu ve bıçağı, makyaj malzemeleri gibi çok sayıda insanların dış bakımıyla ilgili ürünlerde ön plana çıkartılmakta. Son dönemlerde gazetelerde çarşaf çarşaf T-Box isimli ürünün reklamlarını görmekteyiz. Yine düzgün vücutlu bir bayan üzerinde denenmiş ve onaylanmış ( o bayana giydirmesi kolay tabi), çeşitli modelleri olan bir ürün bu. Reklam stratejisi itibariyle farklı modellerinin olduğunu vurgulamakla kalmıyor, psikolojik ve tek fiyatlandırma stratejileriyle soslanmış ürün fiyatı da hemen gözünüze çarpıyor. Başarılı mı bence evet. Bazı arkadaşlarım bu üründen söz etmeye başladılar bile.

Kuşkusuz selülit kremi reklamı da teşhircilik amacı gütmüyordu. Mesaj büyük olasılıkla şunu içermekteydi: Bizim kremimizi kullanırsanız resmini gördüğünüz bayan gibi istenilen basenlere kavuşursunuz. Ama kullanılan aracın dozajı fazla verilmişti, resim ürünün önüne geçti. İster ahlaki boyutu olsun veya olmasın reklamcılar için en büyük tehlike reklamda kullandıkları figürün reklamdaki ürünün önüne geçmesidir. Reklamcılar, ünlü isimlere rol vermekle reklamı tanınır kılmaya çalışmaktadır. Ama bilmeliler ki kullandıkları figür veya aracın her zaman ürünün önüne geçmesi tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. MFÖ isimli ünlü pop müzik grubunu hatırlarsınız. Müzikleriyle takdir toplamış üç müzisyen de zamanla farklı yeteneklerini keşfettiler( veya keşfedildiler ). Mazhar Alanson ve Özkan Uğur oyuculuğa hızlı bir giriş yaptı ve bundan payını reklam piyasası da aldı. Mazhar Alanson “alo alo orası neresi, alo alo orası alo Garanti” nakaratıyla akılda kaldı. Daha sonra grubun üçüncü üyesi Fuat Güner’le Çin’de gözüktüler. Bizim esas bahsetmek istediğimiz reklam ise hani şu ünlü “Agannigi”li olanı. Yukarıda saydığımız giyim ve bakım ürünlerinde cinsel temaların kullanılması yadırganmayabilir. Pazarcı rolündeki Ö.Uğur sırayla fındığın özelliklerini sayıyor. Cildi gençleştirir diyor, enerji verir diyor. Pazardaki ahaliden tık yok! Halbuki başarılı bir satışçı Ö.Uğur ve aklına bir cinlik geliyor: “ayriyetten Agannigi” diye bağırıyor. Fındığın cinsel gücü arttırdığını ima eden esprili bir şifre kullanıyor. Bunu duyan ve az önce umursamayan herkes Ö.Uğur’un çevresini sararak, fındığa hücum ediyor. Şimdi gözlerinizi kapatın ve kendinizi semt pazarında düşünün. Fındığı satmak için agannigi diye bağıran adamın yanına gidip, sırf bunun için o kadar insanın arasında gidip almaya cesaret eder miydiniz? Sizi bilmiyoruz ama biz cesaret edemezdik. Nitekim reklamın etkisi de öyle olmuş. Ö.Uğur’dan çok bahsettiren ve iyi oyunculuğunu belgeleyen reklamla beraber satışlar yükselmemiş aksine düşmüş. Gıda alanında cinsel temaların kullanımı giyim ve bakım ürünlerindeki kullanımına göre daha risklidir çünkü ürünün aslında cinsel çekimle ya ilgisi yoktur ya da küçük bir oranda( o da afrodizyak etkisidir ki, sonuçları yukarıdaki reklam örneğiyle vakidir) ilintilidir. Zamanla reklamda anlatım ve malzeme sıkıntısı çeken reklamcı, toplumun her zaman ilgisini çekecek olan cinsel temanın, ürünü de sattıracağını düşünüyor. Sanıyoruz ki ilk reklamcılar gıdada cinselliği kullanmayı hiç düşünmemişlerdir. Magnum ve Fanta, daha önce bir dondurma ve gazozu anlatmanın 1001 yolu kullanılmış olduğundan mıdır bilinmez bu yola başvurmuşlardı. Oysa ki ürünün temel kullanım alanını sadelikle ifade eden başarılı reklamlar da var bu alanda. Sprite, imaj hiçbir şeydir ama susuzluk her şey diyor. Ürünün temel görevi yaratıcı bir temayla anlatılmış. Cinsellik o kadar yoğunlukla kullanılan bir tema ki Siemens son cep telefonu modelini anlatırken bile bu sığ limana yaklaşmış.
(Fotoğraf: Gökhan Kıllıoğlu, 2005 Eylül, Amsterdam)
GÖKHAN KILLIOĞLU

Hiç yorum yok: